Tıp tarihinin en büyük buluşlarından olan aspirin, söğüt ağacından elde edilir. Romatizmadan nasıra, kanserden kalp krizine kadar birçok hastalığa karşı koruyucu özelliği bulunur. Dozunda kullanılmadığı zaman zararlı da olabilir.
Aspirin, öyle yaygın bir ilaç ki, dünyadaki kullanım miktarlarına bakıldığında şaşırmamak elde değil. Asetilsalisilik asidin herkesçe bilinen yaygın adı olan aspirinin ilk defa 1853 yılında bir bitkiden elde edildiği biliniyor. 1897’de Alman araştırmacıları, bugünkü aspirin yapımının esası olan kimyasal sentezi başardı.
Ancak bazı yazılı eserlerde aspirinin tarihi 3.500 yıl öncesine dayanıyor. Bin yıl sonra Hipokrat, ateş ve ağrı için reçetesine söğüt ağacı kabuğundan elde edilen suyu yazdı.
Aspirin, yoksulların satın alacağı kadar ucuz. İnsanları grip salgınlarından korudu, ağrılarını dindirdi. Bugün bile aspirin araştırması yapılırken, ilacın her geçen gün başka bir etkisi ortaya çıkıyor. Kanı sulandırıcı özelliğinin, onu kalp krizi ve felci önlemede mükemmel bir tedavi aracı olduğu bulundu.
Her gün alınan düşük doz aspirin kalp krizi ve felç riskini azaltıyor, tansiyonu düşürüyor, erkeklerde prostat riski iki kat azalıyor, parkinson hastalığı riski % 40 oranında azalıyor, alzheimer hastalığına yakalanma riski de % 80 daha azalıyor.
Bu ilacın farklı amaçlarla kullanımı da var; mesela, bir parça bant siğili ortaya çıkaracak şekilde bir delik açılıp cilde yapıştırılır. Ucu banttan çıkan siğilin üzerine toz hâline getirilmiş aspirin sürülür. Üzeri başka bir bantla kapatılır. Bu işlem 3 gece uygulanırsa siğilden kurtulunur.
DönüştürmeDönüştürme İfadeİfade