İlk Türk Kahvesi


Kahve Türkiye'ye, 1545 yıllarında, Yemen Vâlisi Özdemir Paşa tarafından, Kânuni Sultan Süleyman Hân'a hediye olarak getirilmiştir. Süleyman Hân, iki fincan içtikten sonra, "Varın bunu ahâlimize de sunun ki, keyifleri yerine gelsin!.." irâdesini buyurmuştur. O dönemlerde Yemen'den kervanlarla çekirdek olarak getirilip, özel tavalarda kavrulduktan sonra çekilir ve kâse gibi fincanlarla içilirdi.

Viyana Kuşatması sırasında Avrupa'ya yayılmış, Batılılar da "Türk Kahvesi"ni böylece benimsemişlerdir. Hattâ dünyanın ünlü edebiyatçıları, şâir ve romancıları, Moliere, Pierre Loti, Victor Hugo, Balzac, Madame de Pompadour, Alexandre Dumas, Andre Gide ile ünlü besteci Jean Sebastian eserlerini hazırlarken Türk kahvesi yudumlamışlardır.

İlk zamanlarda çiğ satılan kahve, evlerde özel fırınlarda kavrulur, el değirmenlerinde çekilir ve taze taze, kallavi fincanlara konularak içilirdi. Ancak kuru kahvecinin getirdiği teknoloji bu usulü tarihe gömdü ve şimdi el değirmenleri, çevirmeli dolaplı değirmenler turistik veya antika eşya oldu.

Şimdi, ABD başta olmak üzere, bütün Avrupa ülkelerine; Avustralya, Yeni Zelanda ve Hong Kong'a kadar Türk Kahvesi ihraç edilmektedir.
SONRAKİ
« ÖNCEKİ
ÖNCEKİ
SONRAKİ »
Yorumlarınız için teşekkür ederiz...